Kendinizin ya da ailenizin günlük hayatına sporu sokmak istiyor ama bir türlü başarılı olamıyorsanız bu konuda motive olabilmek için film endüstrisi de size yardımcı olabilir. Çoğu gerçek yaşam öykülerinden uyarlanmış, kazanılmış yaşam ve sportif başarılara giden yolları anlatan birçok film bulunur. Bu filmleri seyrederek spor yapmak için motive olmak mümkün olacağı gibi sadece hoşça vakit geçirmek için de bu filmler seyredilebilir.
Şimdi spor severlerin izlemekten zevk alacağını düşündüğümüz filmlere bir göz atalım.
1 – Coach Carter
Özellikle çocuklarınıza sporu sevdirmek adına ailecek seyredebileceğiniz bir basketbol filmi. Film bir biyografi aslında. Başrolde Samuel L. Jakson oynuyor. Film, mezun olduğu liseye basketbol koçu olarak geri dönen bir adamın hikayesi üzerine kurulu. Lise öğrencilerine sadece basketbolda değil akademik alanda da başarılı olmalarının gerekliliğini vurgulayan zevkle seyredilebilecek bir film. Gençlere herhangi bir spor dalında başarılı olmanın yeterli olmayacağı, hatta bu başarının geçici olacağı, hayatta başarı için mutlaka okulda verilen akademik eğitimin de alınması gerektiği filmde çok güzel işlenmiş. Koç Carter, öğrencilerinin gözünde basketbol ve eğitim adına taviz vermeyen, kurallara sıkı sıkıya bağlı, sert hatta despot, hedeflerinden hiç vazgeçmeyen bir koç profili çiziyor. Bir takım olabilmek, tek alanda değil birçok alanda başarılı olabilmek adına çok fazla ders çıkartılabilecek bir film. Özellikle sonu ile film bir peri masalı değil de gerçek bir hayat hikayesi olduğunun altını tekrar çiziyor.
Çocuklara basketbolu sevdirebilecek benzer birçok film ve dizi bulunuyor. Bunlardan bir dönem ülkemizde de sevilerek izlenen Beyaz Gölge yine gençlere tavsiye edilebilecek bir dizidir.
2 – Ali 2001
Dünyaya Cassius Clay olarak gelen ama tüm dünyanın Muhammed Ali olarak tanıdığı ünlü boksörün hayatından esinlenmiş bir filmdir. Ali 2001, bu boks efsanesinin 1964 ve 1974 yılları arasındaki hayatından kesitler sunar. 2001 yılında gösterime girmiş olan film spor severler için bir klasiktir. Filimde Muhammed Ali’nin hayatındaki dönüm noktalarının bir kısmı işlenir. Boksla küçük yaşlarda tanışan Muhammed Ali şampiyonluk maçında Sonny Linston’u yenerek 1964 yılında dünya şampiyonu olur. Aynı zamanda hayatında köklü bir değişiklik yaparak İslam dinine geçer. ABD’nin dahil olduğu Vietnam savaşına, Vietnamlılarla bir sorunu olmadığını söyleyerek gitmeyi reddeder. Bunun üzerine şampiyonluk unvanı elinden alınır. Boks lisansı iptal edilir. Pasaportuna el koyulur. Yani film aynı zamanda Muhammed Ali’nin spor hayatı dışında döneme ait sosyo-politik olayları da gündeme getirir. Muhammed Ali karakteri Will Smith tarafından canlandırılmıştır. Bu arada Muhammed Ali elinden alınan şampiyonluk unvanını 1974 yılında ringte geri kazanmıştır.
Boksla ilgilenen sinema severlere Rocky film serisi de rahatlıkla önerilebilir.
3 – Dingin Savaşçı (Peaceful Warrior)
Bir başka gerçek hayat hikayesinden yola çıkılmış bir film. Film Dünya Jimnastik Şampiyonu Dan Milman tarafından kendi hayatını kaleme aldığı kitaptan uyarlanmıştır. İzleyenleri kendi iç dünyalarında bir yolculuğa çıkartan bu filmde bir jimnastikçinin hayatından kesitler söz konusudur. Film olimpiyat oyunlarına hazırlanan, kendine güveni çok yüksek genç bir jimnastik sporcusunu anlatır. Olimpiyat hazırlıkları esnasında geçirdiği bir kaza nedeni ile ciddi bir sakatlık geçiren sporcu tam sporu bırakma kararı almak üzere iken ona ruhsal anlamda koçluk yapan Sokrates ismini verdiği bir karakterle tanışır. Filmin ana fikri hayatta ‘’Mutluluk varılan yer değil, gidilen yoldur’’ cümlesi olarak kabul edilebilir. Bu süreçte genç jimnastik sporcusu tekrar antrenmanlara başlayarak hem sportif anlamda hem de hayatta kendini tekrar eğitmeyi öğrenir. Bu yolun sonucunda olimpiyatlara katılıp katılamaması ya da madalya alıp almamasının değil yılmadan ve zorluklarla mücadele ederek sonuna kadar savaşmasının önemli olduğunu genç sporcu öğrenir ve izleyicilere tekrara hatırlatır.
4 – Wimbledon 2004
Tenis maçlarından görüntülerle oldukça zevkle izlenen bir film. Ünlü ve başarılı bir tenis oyuncusunun son dönemde sıralamada oldukça alt sıralara düşmesi ile başlayan film ilerleyen kısımlarda yeni tanıştığı, oldukça gelecek vaat eden ve hırslı bir kadın tenisçi ile aralarında gelişen karışık hislerle ilerleyen ilişki sonucunda tenise tekrar bağlanmasını konu eder. Tenis hırsını yeniden kazanan bu tenisçi oldukça önemli bir turnuva olan Wimbledon Turnuvasına katılma şansını elde eder. Filmde tenisçiyi canlandıran Paul Bettany oyunculuğu ile göz doldurmaktadır. Keyifli zaman geçirmek için izlenebilecek tenis sahneleri ile süslenmiş bir romantik komedidir.
5 – Zafere Kaçış (Victory)
Bir futbol klasiği. Sporun her koşul altında yapılabileceği, yapılan sporla önünüze çok farklı kapılar açılabileceğini gösteren bir film. Film 2 Dünya Savaşında Fransa’da bir esir kampında tutuklu olan müttefik kuvvetleri askerleri ile Alman ordusuna mensup askerler arasında düzenlenen bir futbol maçının hazırlık aşamaları ve maçta yaşananları anlatan bir aksiyon filmidir. Maçın iki tarafı da olayı kendi amaçları için kullanmak isterken bir taraftan da savaşın soğuk yüzü ve insanların acımasızlığı gözler önüne serilir filmde. Bir solukta zevkle seyredebilirsiniz. Filimde birçok ünlü oyuncunun yanı sıra ünlü futbolcu Pele de rol almaktadır.