Fiziksel uygunluk terimini basitçe açıklamak gerekirse, fiziki iş yapabilme kapasitesi olarak tanımlayabiliriz. Bu işler günlük hayat içinde veya mesleksel bağlamda olabilir.
Kişilerin fiziksel uygunlukları, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Yaş, cinsiyet ve bazı çevresel faktörler, kişiden beklenen fiziki kapasitenin değişmesine yol açacağı için; kişilerin fiziksel uygunlukları da bu beklenenler doğrultusunda şekillenir. Yaşlı bir bireyin fiziksel uygunluk bağlamında üstün olduğunu gösteren bir aktivite, genç yaş grubundaki bir insandan beklenen fiziksel uygunluk için yeterli olmayabilir. Örneğin merdivende yürüyerek altı kat yukarı çıkmak, 65 yaşındaki bir bireyi fiziksel uygunluk açısından onaylamamızı sağlayacaktır. Ancak 20 yaşındaki bir genç erkek için daha çok efor gerektiren aktivitelere ihtiyaç duyulabilir.
Bağışıklık ve sağlık da fiziksel uygunlukla çoğunlukla doğrudan ilişkilidir. Çünkü fiziksel uygunluk, sağlıkla bağlantılı bazı parametrelerin de değerlendirilmesi sayesinde belirlenir.
Fiziksel uygunluk parametreleri nelerdir?
Fiziksel uygunluğun değerlendirilmesinde kullanılan parametreler, iki ana başlık altında toplanır:
1. Sağlıkla İlişkili Parametreler
• Kardiyorespiratuvar uygunluk
Kardiyorespiratuvar uygunluk, dolaşım ve solunum sistemlerinin birlikte incelendiği parametredir. Vücudun egzersiz süresince en fazla ne kadar oksijen kullanabildiğini gösterir. Oksijen kullanabilme kapasitesini VO2 max. olarak da ifade edebiliriz.
Kondisyonun önemli bir bileşeni olan bu parametre, egzersiz esnasında ve sonrasında kalp atımıyla birlikte oksijen kullanma verilerinin bir arada değerlendirilmesiyle ortaya konur. Kalp ve dolaşım sistemi sağlığıyla direkt ilişkilidir.
• Kassal Uygunluk
İskelet ve kas sistemlerinin, fiziksel bir işi yapmaya olan uygunluklarını ifade eder. Bu parametre; kas kuvveti, kemik ve kas dayanıklılığını içerir. Kas kuvveti kasın maksimum kasılabilme düzeyini belirtir. Kemik dayanıklılığını sağlamlık olarak da tanımlayabiliriz, kemiğin yoğunluğu ve mineral içeriğiyle doğrudan ilişkilidir. Kemik dayanıklılığı aynı zamanda kemiğin kırılma olasılığının göstergesidir. Kas dayanıklılığı ise, kasın maksimuma yakın seviyede kasılı olarak kalabileceği süreyi belirten terimdir. Direnç egzersizleri, kassal uygunluk parametresini oluşturan ögeleri geliştirmenin bilinen en iyi yoludur.
• Esneklik
Esneklik, eklemlerin açılabilme kapasitelerini ifade eden bir terimdir. Eklemin kemik yapısı, çevre kas dokuları, eklemi oluşturan tendon yapıları ve bazı bağlantı yapıları; esnekliği en çok etkileyen faktörlerdir.
Yüksek kas oranları, esnekliği belirli ölçüde azaltabilir. Günlük olarak tekrarlanacak açma germe egzersizleri sayesinde sahip olunan esnekliğin artırılması mümkündür.
• Vücut Kompozisyonu
Vücut kompozisyonu, bireylerin vücut şekilleri ve içerdiği yağ, kas ve kemik kütlelerinin oranlarını belirtir. Endomorf (Kilolu), mezomorf (Kaslı) ve ektomorf (Zayıf) vücut tipleri olmak üzere temelde üçe ayrılır. Bu
vücut kompozisyonları bireylerin egzersiz kapasitelerini önemli ölçüde etkiler. Çeşitli aerobik egzersizler sayesinde vücut kompozisyonunun değiştirilebilmesi mümkündür.
2. Performansla İlişkili Parametreler
• Hız
Vücut kısımlarının her biriyle hızlı bir şekilde hareket etme kabiliyetini belirtir. Bir aktivitenin gerçekleştirilmesi veya vücudun bir bölümünün hareket ettirilmesi için geçen süreye bağlıdır. Birey; bir işi ne kadar kısa sürede gerçekleştiriyorsa, o denli hızlıdır diyebiliriz.
Kişilerin hızlı olabilmesi için kas-iskelet ve sinir sistemlerinin birlikte uyum içinde ve çok hızlı bir şekilde çalışması gereklidir. Bu sistemlerden herhangi birinde meydana gelecek bir aksama, hız parametresinin kaybıyla sonuçlanabilir.
• Reaksiyon Zamanı
Reaksiyon, herhangi bir uyaranın duyu nöronları tarafından merkezi sinir sistemine taşınarak burada yorumlanması ve motor nöronlarla iletilerek fiziki bir karşı cevap oluşturulmasına denir. Reaksiyon zamanı da bu cevabın verilme hızını belirten parametrenin ismidir. Kolay anlaşılır olması için, bilimsellikten uzak bir ifade olsa da “refleks hızı” olarak da isimlendirebiliriz. Bu parametre, çeşitli aktivitelerde ve bazı hayati durumlarda oldukça önemli bir yer tutar.
• Çeviklik
Vücudun, bulunduğu konum veya pozisyonu mümkün olabildiğince çabuk ve doğru bir şekilde değiştirebilmesine “çeviklik” denir. Yavaşlama, hızlanma ve yön değiştirme kapasiteleri, çeviklik parametresinin belirlenmesinde kullanılan ögelerdir. Hız, koordinasyon, denge ve reaksiyon zamanı parametreleri; çeviklik parametresinin oluşmasında rol oynayan bileşenlerdir. Çevikliğin artışı ergenlik döneminde en yüksek ivmede olsa da bu artış, erişkinlik döneminin başlarına kadar varlığını devam ettirir.
• Denge
Denge, yerçekimine karşı vücudun bir bütün halinde uyum içinde çalışmasına denir. Vestibüler sistem ve merkezi sinir sistemi, denge parametresinin sağlanması için birlikte çalışır. Propriosepsiyon (Etrafı kavrama) kabiliyetinin, bu parametreyle yakın ilişkisi mevcuttur. Denge terimini, vücudu oluşturan uzuvların dizilimlerini sürdürmesi ve vücudun postürünü koruması olarak da ifade edebiliriz. Dengenin sağlanması için kas-iskelet ve sinir sistemlerinin bir armoni oluşturmaları gereklidir.
• Güç
Gücü, olabilecek minimum sürede en yüksek kuvvet düzeyine erişme becerisi olarak tanımlayabiliriz. Kuvvet ve hız terimleri, güç parametresinin en önemli iki bileşenidir. Özellikle patlayıcı kuvvet gerektiren iş ve aktivitelerin gerçekleştirilmesi, güç parametresinin yeterli düzeyde bulunması sayesinde olur.
• Koordinasyon
Koordinasyonu, kas ve sinir sisteminin faaliyet göstermek amacıyla entegre bir şekilde hareket etmesi olarak açıklayabiliriz. Motor sistem aktivitesi, mekanı kavrama kabiliyeti, hareket hissi, ritim, denge yeteneği, hareket akıcılığı gibi etmenler; koordinasyon parametresini oluşturur.