Her meditasyon dersinin başında benzer kelimeleri duyarız. Kolay bir bağdaşa gelin, dik omurgayı bulun, farkındalığı doğal akan nefeslerinize yönlendirin… Sonrası çoğumuz için malum.
Hadi biraz farklı bir şey yapalım. Yazma meditasyonuna ne dersiniz? Cyndi Lee’nin 300 saatlik Vinyasa eğitiminde aşina olmaya başladığım bir uygulama bu. İlk başta acemiliğin verdiği ruh haliyle hep anlamlı şeyler yazmak için gayret ederken sonradan kendimi kontrol etme gereği duymadan, kalemimi durmaksızın oynattığımı fark ettim. Kağıda dökülenler benim bilinçli halimi yansıtan duygu ve düşünceler değildi, adeta daha derindeki bir kaynakta. akmaya başlayan kelimelerdi.
Hadi deneyelim mi öyleyse? Teknik şöyle;
• İlk aşamada; beş dakikalığına sessiz ve hareketsiz, oturuşa gelin ve zihnin içinde bulunduğu durumu gözlemleyin. Zihnim şu an nasıl ? Gergin mi, rahat mı ? Sıkışık ve kalabalık mı yoksa açık ve berrak mı? İçtenlikle bu gözlemi yaptıktan ve zihnin o anki haline şahit olduktan sonra kendinize karşı net, açık gönüllü ve şefkatli davranmak üzere bir niyet oluşturun.
• İkinci aşamada; zamanlayıcıyı kurarak, 5 ya da 10 dakika boyunca, hiç durmaksızın o an içinizden ne geçiyorsa, belli bir tema seçmeye çalışmadan yazmaya başlayın. Tablet ya da laptop yerine bildiğimiz klasik usul kalem-kağıt kullanın. Yazdıklarınızı düzeltmek, anlam ifade ediyor mu diye bakmak ya da değiştirmek için durmak yok. Durmadan yazmaya devam edin. Hızlı yazmanıza da gerek yok ama düşünmek için durmayın.
• Sürenin sonunda yazmayı bırakın ve birkaç derin nefes alıp verin. Yazdıklarınızı kendi kendinize yüksek sesle okuyun ve okurken kendi sesinizi dinleyin. İnsanın kendi sesini duymaya katlanması zor olabilir.
İçinizden okuma moduna geçmeden en azından yüksek sesle fısıldar gibi okumaya devam edin. Kelimeleri okurken zihninizden geçenleri fark edin; beklentiler, kaygılar, hoşa giden sözcükler, yargılar, keşkeler, amalar… Hepsine açık olun, hiçbirini dışarda bırakmayın.
• Yazdıklarınızı gözden geçirin, size özellikle çarpıcı gelen ya da ilginizi çeken bölümlerin altını çizin. Neden belli kelimeleri seçtiğinizi kendinize açıklamaya çalışmayın. O an sizi cezbetmesi yeterli. Altını
çizdiklerinizden bir tanesini, isterseniz bir sonraki yazma meditasyonu için ilham verici fikir olarak kullanabilirsiniz.
• Bu çalışmayla size gelen ne şifa varsa başkalarıyla paylaşın. Kendinizde tanık olduğunuz, çözüldüğünü gördüğünüz her ne varsa başkasının da benzer deneyimleri yaşaması için dilekde bulunun. (Veee farkındalık
meditasyonunun yolu Maitri ile kesişir.)
Böyle bir çalışmanın amacı hiçbir kontrol mekanizmasını devreye sokmadan kelimelerin serbestçe dökülmesine izin vererek zihindeki gerginliği azaltmak. Böylelikle sebep sonuç ilişkileri üzerinden sonuca varan mantıki düşünce sisteminin daha derininde yatanları ortaya dökmek. Bunun yanında bizi domine eden bilinç düzeyindeki duygu ve düşüncelerimizi yazmanın da bir sakıncası yok. Yani isteseniz de meditasyon uygulamasında hata yapamazsınız.
Zaman içinde yazdıklarımız biriktikçe, geçmişe dönüp okuduğumuzda belli kavramların iç yüzünü daha netlikle görmeye başlarız. Üstü örtülü engellerin, zihnimizdeki yargıların, etiketlerin farkına varıp onları geride bıraktığımız zaman daha geniş alan yaratarak daha özgürleşir ve aynı zamanda daha fazla şefkat duymaya başlarız.