Gripken Ne Yemeli?
Özellikle kış mevsiminde vücudun savunma mekanizmasının zayıflamasıyla hem yetişkinlerde hem de çocuklarda hastalık görülme riski artıyor. Grip ve soğuk algınlığı kış mevsiminden en çok görülen hastalıkların başını çekerken, bu hastalıklarla birlikte iştahsızlık görülmesi nedeniyle gıda alımı da ciddi oranda azalıyor. Halbuki, grip ve soğuk algınlığına yakalanma ihtimalini minimuma indirmek ve iyileşme hızını artırmak için grip belirtileri görüldüğü anda dengeli ve sağlıklı beslenmeye daha çok özen gösterilmesi gerekiyor.
Enfeksiyona bağlı gelişen hastalıkların tamamında vücudun enerji ihtiyacı arttığı gibi bazal metabolizma hızında da ortalama yüzde 10 civarında bir artış görülüyor. Bu yüzden hastalık döneminde enerji alımının normal şartlardan daha fazla olması gerekiyor. Vücudun ihtiyaç duyduğu enerjinin karşılanması için protein, vitamin ve mineral açısından zengin bir şekilde beslenilmesi önemlidir. Ayrıca, bu dönemde sıvı kaybı olduğu için mutlaka günlük 2 litreden fazla su tüketilmelidir.
İşte, grip ya da soğuk algınlığına karşı vücudun bağışıklık sistemine destek sağlayacak besinler…
C vitamini açısından zengin besinler: Antioksidan vitaminlerin başında gelen C vitamini besinler aracılığıyla alındığında vücudun savunma mekanizmasını güçlendirir. Domates, taze biber, maydanoz, mandalina, greyfurt, portakal, nar, kuşburnu ve çilek gibi C vitamini içeren besinlerin grip döneminde özellikle tüketilmesi tavsiye edilir.
Çinko ve selenyum içeren besinler: Çinko ve selenyum bağışıklık sistemi için önemli minerallerin başında gelir. Selenyum için deniz ürünleri, et, soğan ve sarımsak tüketilmesi önerilirken; çinko için ise kabak çekirdeği, fındık, ceviz, badem gibi kuru yemişler, hindi eti, kuzu eti ve mantarda tüketilebilir. Bu minerallerin aynı zamanda antioksidan etkileri oldukça yüksek olduğu için toksinlere karşı vücudu korurlar.
Omega 3 yağ asitleri: Güçlü bir bağışıklık sistemi için olmazsa olmaz bir besinlerden biridir. Yeterince omega 3 yağ asidi alabilmek için haftada iki kez balık tüketilmesi gerekir. Ayrıca, çiğ fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlarda da omega 3 bulunur.
Prebiyotik gıdalar: Bağırsak sağlığı tüm vücudu etkiler. Yani, bağırsaklarda ne kadar çok probiyotik bakteri olursa metabolizma da o kadar güçlü olur. Bu bakterileri artırmanın en kolay yolu kefir gibi prebiyotik besinleri beslenme düzenine eklemektir. Ayrıca, pancar, muz, pırasa, sarımsak ve soğan tüketmek de bu bakterilerin artmasını sağlar.
Zencefil: Şifalı baharatlardan biri olan zencefil, keskin aroması ile solunum yollarını açar, sindirimi düzenler ve toksinleri atar. Soğuk algınlığına karşı özellikle tazesinin bal ile birlikte tüketilmesi tavsiye edilir.
Zerdaçal: Antiinflamatuar etkisi olan zerdeçalın içeriğindeki kurkumin, inflamasyon ile ilişkili enzimleri düzenler. Böylece, metabolik ve otoimmün hastalıklar başta olmak birçok hastalığın tedavisinde destekleyici olarak kullanılabilir.
Ekinezya: Üst solunum yolu enfeksiyonlarına karşı destekleyici tedavi olarak kullanılır. Düzenli tüketimde vücudun savunma sistemini destekler, virüsleri öldürür, iltihabın yol açtığı hasarı engeller.
Ginseng: Birçok gıda takviyesinin etken maddesi olarak kullanılan ginseng, halsizlik ve yorgunluğa karşı enerji verir ve vücut direncini artırır. Kan sulandırıcı, kan basıncını ve kan şekerini düzenleyici etkilerinin yanı sıra bağışıklık sisteminin güçlenmesinde de rolü vardır. Ancak unutulmamalıdır ki ginseng, oldukça değerli ve etkili bir bitki olmasına bağlı olarak yüksek maliyetli bir bileşendir. Bu nedenle uygun fiyata çok sayıda düşük kaliteli ya da sahte versiyonları satılabilmektedir. Gerçekten etkili olabilmesi için mutlaka güvenilir ve onaylı bir kaynaktan alınmalıdır.
Albatros Bilişim Kooperatifi