Corona virüsün yol açtığı pandemi gölgesinde ülke olarak bir yılı geride bıraktık. Hepimiz özellikle artan vaka sayıları nedeni ile zor bir sonbahar ve kış mevsimi geçirdik. Tüm bunların üzerine stresi atabilmek için tatil planları yaparken bu sefer de karşımıza virüse yakalanmadan nasıl bir tatil planlamalıyız sorusu çıktı.
TATİL PLANLAMASI YAPILIRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?
Aslında içinde bulunduğumuz dönem nedeni ile tatil için daha planlama aşamasından itibaren özel bir önem gösterilmesi gereklidir. Tatile çıkılmadan önce pandemi döneminde ihmal edilen sağlık kontrolleri varsa yaptırılmalı, çocukluk yaş grubuna ait aile üyelerinin eksik aşıları varsa tamamlanmalı, aile fertlerinin sürekli kullandıkları ilaçları çantaya koyarak hazırlıklara başlanmalıdır.
Tatil için gidilecek yer belirlendikten sonra tatil bölgesine ulaşmak için kullanılacak araç tercihi gündeme gelir. Eğer mesafe uygunsa kalabalıkla teması en aza indirecek şahsi araç yönünde tercih önerilir. Mesafe ya da şartlar uygun değilse uçak ya da otobüslerle seyahat gerçekleştirilebilir. O zaman kalabalıkla temasın yüksek olduğu bekleme alanlarında mümkün olduğunca az zaman geçirmek, bu alanlarda sosyal mesafeye dikkat etmek ve maske kullanmaya özen göstermek gereklidir. Şahsi araçla yapılan yolculuklarda verilen molalarda ya da ulaşım araçlarına valiz verme alma gibi kirli yüzeylerle temas riski olduğu durumlarda mutlaka bol su ve sabunla eller yıkanmalı eğer yıkamak mümkün değilse el dezenfektanı kullanılmalıdır. Ancak su ve sabunun yeterli olduğu durumlarda el dezenfektanının abartılı şekilde kullanılması faydadan çok zarar verebilir. Hatta ciltte hassasiyete ve çeşitli cilt hastalıklarına yol açabilir bu sebeple dezenfekte işlemini abartmamak gerekiyor. İlk tercih bol su ve sabundan yana kullanılarak eller en az 20 saniye boyunca yıkanmalıdır.
Pandemi sürecinde insanlar tatil için oteller yerine aileleri ile yalnız kalabilecekleri mekanlar tekne, müstakil ev, yayla tatilleri gibi gündeme gelmiştir. Sonuç olarak otel ya da müstakil ev olduğu fark etmeksizin kurallar hepsi için aslında aynı. Kalınacak mekânın temizliği ilk ve vazgeçilmez şarttır.
Kalınacak alanlarda herkes kendi malzemeleri ile temizlik yapabilir. Bunun için 1/100 oranında çamaşır suyu normal zeminler için 1/10 oranında çamaşır suyu da tuvalet ve lavabolar için yeterlidir. Bunların yanı sıra Sağlık Bakanlığı onaylı dezenfektanlarda kullanılabilir. Ancak bu maddelerin kimyasal maddeler olduğu unutulmamalıdır. Önerilen dozdan ya da miktardan fazla kullanmak dezenfeksiyonu artırmadığı gibi yüzeylere ve cilde de zarar verebilir. Bu nedenle dezenfekte işlemini abartmamak gerekiyor.
Otel odaları ya da kalınan mekanlar gün içinde mutlaka yeterince havalandırılmalıdır.
Aynı şekilde konaklama esnasında mümkün olduğunca asansör gibi yeterli havalandırmanın olamayacağı küçük alanlardan kaçınılması gereklidir.
Yemek için mümkün olduğunca sakin saatler tercih edilmelidir.
Tatilde kalınan mekanda havuza ya da denize girilirken Covid-19 virüsünün deniz suyundaki tuz oranı nedeni ile ve havuzlarda da kullanılan klor başta olmak üzere dezenfektanlar nedeni ile bulaşmadığı, bulaşın denize ya da havuza giren kişilerin saçtığı damlacıklarla olduğu kabul edildiğinden bu alanlarda da sosyal mesafe kuralına uymak oldukça önemlidir. Bu alanlarda ortak kullanılan duş ve tuvaletlerin kullanımı önerilmez. Havuz ya da deniz dışında maskenin mutlaka takılı olması gereklidir. Güneşlenme alanlarında yine ortak kullanılan şezlonglar, servis tepsileri ve sehpaların kullanımından kaçınılmalıdır.
Tatil boyunca ve günlük hayatta eldiven kullanılmasına gerek yoktur. Üstelik eldivenle bulaş riski artmakta elleri sık yıkama şansı olsa da eldiven takınca eldivene güvenerek bu alışkanlıktan vazgeçilmektedir. Eldiveni her dokunduğumuz yüzeyden sonra değiştirme şansı yoktur. Bu nedenle eldiven takmak öneriler arasında yer almaz.
Bağışıklık sistemini güçlü tutabilmek için yeterli uyku, sağlıklı beslenme ve uyku ile düzenli fiziksel aktivite tatilde de oldukça önemlidir. Pandemi sürecinde görülmüştür ki hastalık bağışıklık sistemi zayıf kişilere daha çok hasar verebilir.
COVİD-19 NASIL BULAŞIR?
2019 yılı aralık ayında akciğer hasarı yaptığı bildirilen ölümcül bir hastalığın Çin tarafından bildirilmesi ile hepimiz Covid-19 ile tanıştık. Daha sonraki süreçte virüsün solunum yolu ve öksürme, hapşırma, konuşma ile yayılan damlacıkların yapıştığı yüzeylere temastan sonra kirli yüzeye temas eden ellerin ağız, burun ve göze sürülmesi ile bulaştığı tespit edildi.
Covid-19 bulaştıktan sonra 2 ila 14 gün içinde günlük hayatta sık rastladığımız hafif ateş, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, öksürük daha az olarak tat, koku kaybı ve ne yazık ki ilerlemiş hastalarda nefes darlığı ile seyreden bir hastalık tablosu gösterir.
Hastalığa ait bulaş yolları saptandıktan sonra günlük hayatımızda bazı yeni alışkanlıklar edinerek bu virüsle birlikte yeni bir yaşam tarzı oluşturabilmek için bir şans ortaya çıktı. Çünkü geride bırakılan bir yılı aşkın süre içinde virüs geçirdiği mutasyonlarla bizimle daha uzun süre birlikte olacağının sinyallerini verdi. Bir yandan aşı çalışmaları bir yandan tedavide yapılan yeniliklere rağmen hala tüm dünya gibi ülkemizde pandeminin etkisi altındadır. Bu da bize gösterdi ki artık insanlarla aramıza sosyal mesafe koyarak, maske takarak ve özellikle el hijyenine özen göstererek yani günlük hayatımızı yeniden düzenleyerek yeni bir normal hayat kurgulanmak zorundayız.
Tatile giderken virüse yakalanmamak için ne yapılabilir?
Pandemi döneminde tatile giderken dezenfekte işlemini abartmamak gerekiyor. Farklı tatil önerilerine göz atın.
Albatros Bilişim Kooperatifi