Aşı çalışmaları, sağlık çalışanlarından sonra 85 yaş üstündeki bireyler üzerinden devam etti. Yaş grupları aşılandıkça sıra, bir alt yaş grubuna gelecek. Peki, aşının tam koruyuculuk etkisi var mı?
Uzmanlar, toplumun çoğunluğu aşılanmadan ve vaka sayıları çok büyük oranda düşmeden maske takma ve sosyal mesafeyi korumanın önemini koruyacağını belirtiyor.
Aşılama çalışmalarının hızlı bir şekilde başlaması, biraz da olsa normal hayata dönüşün sinyalini verdi. Aşının koruyuculuğu bilimsel olarak kanıtlanmış olsa da uzmanlar, sürecin hala biraz daha devam edeceğini vurguluyor. Süreç devam ettiği sürece, pandemi önlemlerine devam etmemiz şart.
Aşılananlar, aşılanmanın da getirdiği rehavetle normal hayata dönmek isteyebilirler; ancak bunun için henüz çok erken. Toplumun büyük çoğunluğu aşılanmadan normal hayata dönüş çok da mümkün değil.
Aşılama çalışmaları, bilindiği üzere ilk önce sağlık çalışanlarının aşılanmasıyla başlamıştı. İlk aşı da Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya yapılmıştı.
Takip eden süreçte 85 yaş üzerinden itibaren kademe kademe inilerek devam edilmişti, son olarak da 65 yaş üzerindeki vatandaşlar için aşılanma sürecine girildi. Bu durum, pek çok ailede yaşlıların aşılanıp gençlerin aşılanmamasını da beraberinde getirmeye başladı.
Bu koşullar altında, sevdiklerinizle görüşmenizin risk durumu hakkında uzmanların görüşlerine başvurduk.
‘Risk Sıfır Değil’
Uzmanlar, aşılama çalışmalarının ilerlemesine rağmen riskin hala sıfıra inmediğiniz üstüne basarak belirtiyorlar. Riski sıfıra indirmek için daha çok yol kat etmemiz gerektiğini de ekliyorlar.
Toplumun büyük bir bölümünün aşılanması veya hastalığı geçirerek bağışıklık kazanması, bize normale dönüş bileti verebilecek önemli noktalar.
Çin’in Sinovac firmasının ürettiği CoronaVac aşısının koruyuculuğu hala tartışmalı olsa da, uzmanların çok büyük çoğunluğu; aşının ağır hastalıktan korunmada %95’in üzerinde etkili olduğu konusunda hemfikir. Ayrıca her ne kadar tam etki düzeyi bilinmese de aşı, virüsün insandan insana geçişini de önemli bir oranda azaltıyor.
Uzmanlar, hala daha pandeminin zirve noktalarından çok da uzakta olmadığımızı vurguladılar. Normale dönmemiz, bazı uzmanlara göre 2021 yılını bulabilir.
Tam anlamıyla normale dönene kadar salgın kapsamında alınan önlemlere dikkat etmeli ve kişisel hijyenimize özen göstermeliyiz. El hijyenine dikkat etmeli, maske takmalı ve sosyal mesafeyi ihlal etmemeliyiz.
Sevdiklerimizle bir araya geldiğimizde bu önlemlere daha da bir özen göstermeliyiz. Çünkü uzmanların da belirttiği gibi, bulaş riski, güvenilir seviyenin çok üstünde.
Geçen sene pandeminin zirve yaptığı zamanlardaki kadar temkinli olmamız gerekiyor. Uzmanlara göre, sevdiklerinizle mümkün olduğu ölçüde dışarıda buluşmanız daha güvenli. Ancak kapalı bir ortamda bir araya gelecekseniz mutlaka maske takmalı ve sosyal mesafeye de dikkat etmelisiniz. Ayrıca kapalı mekanda gerçekleşen buluşmaların da yine mümkün olduğu ölçüde kısa tutulması son derece önemli.
Önlemlere hala bu denli önem verilmesinin sebebi, aşıların koruyuculuğunun yüzde yüz olmaması elbette. En güvenli aşıda dahi virüsün bulaşma riski hiçbir şekilde sıfıra inmiyor. Yüzde birlik bir risk dahi olsa bu, toplumda salgının yayılması açısından bu da büyük bir risk teşkil edebilir.
Uzmanlar, aşının koruyuculuğu yüksek olsa da riski sıfıra indirmediğini, önlemlerin ihmal edilmemesi gerektiğini tekrar ede ede vurguluyorlar. Çünkü bilindiği üzere bu hastalık yaşlılarda daha ciddi seyrediyor. Her ne kadar yaşlılar aşılanmış olsalar da, virüsün bulaşı konusunda hiçbir zaman risk sıfır değil.
Aşılanan yaşlılar için neler güvenli?
Virüs aramızda hala kol geziyor. Yani virüsten yüzde yüz korunma ihtimali yok. Ancak aşılanan yaşlılar, virüse karşı belirli derecede bir koruma elde ettikleri için daha güvenli bir şekilde hareket etmelerinde sakınca bulunmuyor.
Aşı olan bireyler, üstüne bir de buluşmalarını az insanlı küçük gruplar halinde gerçekleştirirse risk mümkün olduğu ölçüde azalacaktır. Henüz aşı olmayan aile bireyleri veya yakınlarla da maskeli ve sosyal mesafeyi koruyarak yapılan buluşmalar, normale nazaran daha az riskli olacaktır.
Aşılama sürecinin devam hızına bakacak olursak, gençlere aşı sırasının gelmesi için daha biraz vaktimiz olduğunu söylemek çok da güç değil. Özellikle çocuk ve genç yaş grubundakiler için bu çıkarım daha da geçerli bir hal alıyor.
Aşılanan yaşlılar, belirli şartlar dahilinde çocukları veya torunlarıyla buluşabilirler. Küçük yaş grubundaki veya temaslı bireyler virüsün önemli bulaştırıcı gruplarından birini teşkil ettiği için, bu gruptaki bireylerin karantina sürelerine ve semptom gösterme durumlarına dikkat edilmeli.
Her ne kadar kimse semptom göstermese de bu gibi durumlarda bile virüs, bazen kişiden kişiye bulaşabiliyor. Bulaş riskini en aza indirmek için de buluşmaların dışarıda yapılması ve kısa tutulması, akla ilk gelen önlemler. Bunun yanı sıra yine maske ve sosyal mesafe kurallarına uymak da önemli tedbirler olarak sayılabilir.
Aşılanan kesimin toplumun genelinde oranı arttıkça, salgının ilerleme oranı çok daha büyük bir düşüş kaydedebilir. Bu sürece ulaşana ve salgını yenene kadar yaşlıların gerekmedikçe kapalı alanlarda bulunması, uzmanlar tarafından önerilmiyor. Ancak evet, aşıyla eskiye göre daha güvendesiniz.
Albatros Bilişim Kooperatifi