Koronavirüs ilk olarak 2019 yılı Aralık ayı başında Çin’in Wuhan bölgesinde görülmüştür. Yüksek ateş ve nefes darlığı ile tanımlanan yeni viral solunum yolu hastalığıdır. Hastalığın damlacık ve temas yoluyla bulaştığı bilinmekte olup oluşturduğu küresel salgın durumundan dolayı ‘pandemi’ olarak tanımlanmaktadır.
Tüm dünyayı etkisi altına alan bu salgın, birçok iş alanını ve çalışma şeklini etkilemiştir. Finansal ekosistem de, ‘’daha dijitalleştirilmiş ve sıfır dokunuşlu bir ortama’’ doğru dönüşümden payını almıştır. Bu durum alışveriş alışkanlıklarını ve ödeme tercihlerini doğrudan etkilemiştir. Böylece ödeme sistemleri Covid-19 sonrası en çok etkilenen sektör haline gelmiştir. Belki de yıllardır öngörülen dönüşüm fırsatını beklenmedik bir şekilde salgın sayesinde yakalamış oldu.
Hem son kullanıcıların hem de tüketicilerin virüsün bulaşma olasılığını azaltma ve temastan kaçınma çabaları, yıllardır kampanyalar, oyunlaştırmalar ve iş modelleri ile yapılamayanı başardı ve bu sayede nakit kullanımını çok büyük oranda düşürdü. Özellikle teknoparklarda bu durum daha belirgin hale geldi. Kredi kartı penetrasyonunun oldukça yüksek olduğu ülkemizde PayALL olarak üye işyerleri ile yaptığımız yüz yüze mülakatlarda pandemiden önce nakit kullanımı ortalama %60’idi; son zamanlarda ise bu oran %45’i buldu.
Bu kriz sürecinde ATM’lerden para çekilme oranında da % 60 ‘lık bir düşüş olmuştur. Nakit ve POS tuş takımlarına dokunmayla ilgili endişeler bu düşüşe neden olmuştur. Virüs kapı kolları ve trabzanlar gibi yüzeylerde barınabilmesine rağmen nakit para üzerinde de barınıp barınmayacağı net değildir, ancak birçok insan bu işi şansa bırakmayarak mümkün olduğunca nakit paradan uzak duruyor. Nakit para E. coli veya Salmonella gibi patojenleri barındırmaktadır, bu açıdan bakıldığında bu korkular oldukça mantıklıdır. Bu korkular bir süre daha devam edebilir. Dolayısıyla, tüketicilerin temassız kartları veya mobil cüzdanları benimsemelerini sağlamak için daha uygun bir zaman olamazdı.
Yapılan araştırmaya göre kartlı alışverişlerde tüketicilerin yüzde 63’ü temassız ödemeyi tercih etmeye başladı. Böylece temassız ödeme, Covid-19 sonrası iki kat artış göstermiş oldu. Salgın döneminde online alışverişler ise yüzde 15 artış gösterdi. Tüketicilerin yüzde 53’ü temassız ödemeyi ‘daha hijyenik’ olduğu için kullandığını belirtti. Bu yöntemi ‘daha hızlı’ olduğu için tercih ettiğini söyleyenlerin oranı ise yüzde 40 seviyesindedir.
Ayrıca tüketiciler, halka açık yerlerde alışveriş yapma konusunda daha temkinli hale gelmektedir. Çoğu insan evden çalıştığı için alışveriş yapma ve ödeme şekillerinde değişiklikler yaşamaya başlamıştır. Giderek daha fazla sayıda tüketici, ihtiyaç duydukları ürünleri satın almak için çevrimiçi alışverişe yöneliyor ve özellikle bakkaliye ve ev malzemeleri olmak üzere yeni kategorilerde ilk kez çevrimiçi alışveriş yapmaya başladı. Evlerine kapatılmış tüketiciler dijital satın alma kanallarına yöneldikçe çevrimiçi ödeme işlem hacmi artıyor.
Bir araştırmaya göre, her üç kişiden biri salgın döneminde online alışverişi tercih ettiğini belirtiyor. Bunun yanı sıra online alışverişin özellikle kadınların birinci tercihi olarak öne çıktığını söyleyebiliriz. Araştırmaya katılan kadınların yüzde 42’si internet üzerinden alışverişi bu dönemin en güvenli kanalı olarak görürken, erkeklerin en güvenli bulduğu satış kanalı ise yüzde 32 ile büyük zincir marketlerdir. Salgın döneminde erkek tüketicilerin market alışverişleri ve temel ihtiyaçları için online kanallara yöneldiğini söyleyebiliriz. Bu sayede dijital ödeme fikri daha hızlı bir şekilde benimsenmeye başlamıştır.
Bu süreçte ödeme sistemleri, daha önceki krizlerde de olduğu gibi dayanıklı ve güvenilir olduğunu kanıtlamış oldu. Nakitsiz toplum kavramı, nakit, kredi kartları ve banka kartları virüsün yayılma riskini arttırdığı için giderek daha çekici hale geldi.
Bu süreçte ailelerimize, arkadaşlarımıza, komşularımıza, çevremize, çalışanlarımıza ve iş arkadaşlarımıza bakmak her şeyden daha fazla önem arz etmektedir. Bu nedenle, endüstrilerdeki ve coğrafyalardaki şirketler uzaktan çalışma koşulları oluşturmak için çabalamakta ve sağlık krizi devam ederken durumu iyileştirmeye devam etmektedir. Çoğu banka ve finansal hizmet şirketi dahil bunu yapabilenler, hem müşterilerini hem de çalışanlarını korumak için önemli ve adım atmaktadırlar.
Bu konuda duyarlı davranıp bilinçlenmek hem toplumsal hem de bireysel olarak artık hepimizin görevi oldu. Şirketlerin ve bireylerin aldıkları önlemler virüsün ilerlememesi ve yayılmaması açısından büyük bir önem taşımakta.
COVID-19’un yayılmasını önlemek için aşağıdaki önlemleri almalıyız.
- Ellerinizi sık sık temizleyin. Sabun, su veya alkol bazlı dezenfektan kullanın.
- Öksüren veya hapşıran kişilerle aranızda güvenli mesafeyi koruyun.
- Nakit ve pos tuş takımlarına temas etmekten kaçının.
- Temassız ödeme yöntemlerini hayatınızın bir parçası haline getirin.
- Alışveriş yaparken raflara ve ürünlere dokunmaktan kaçının, ellerinizi sık sık dezenfekte edin ve çevrimiçi alışveriş yapmaya yönelin.
- Kendinizi iyi hissetmiyorsanız evde kalın.
- Ateş, öksürük ve solunum güçlüğü şikayetleriniz varsa tıbbi yardım alın.
Sağlık Bakanlığı tarafından ülkemizde tespit edilen ve resmi olarak duyurulan ilk vakadan hemen sonra evden çalışma kararı alan ilk şirketlerden biriyiz. PayALL olarak, çalışanlarımızın evlerinde kalmalarını sağlayarak, başta toplu taşıma olmak üzere kalabalık ortamlardan uzak durabilmeleri için gereken tüm desteği sağlamaya ve uyarıları yapmaya devam ediyoruz. Ayrıca, platformumuzu bu süreçte tüm ödeme kaynaklarından tahsilat yapabilen, tüm ekosistem partileri ile bütünleşmiş çalışabilen hale getirdik. Bu sayede kullanıcılarımızın hem temassız hem de hızlı bir şekilde alışveriş yapmasını sağlıyoruz.
Albatros Bilişim Kooperatifi