Yeni doğan bebekler söz konusu olduğunda, özellikle ilk üç aylık süreçte yaşanan gaz problemleri neredeyse kaçınılmazdır. Anne karnındaki rahat ve güvenli ortamdan ayrılıp, gözlerini dünyaya açan bebek için ilk ay alışma süreci olarak değerlendirilebilir. Bir başka deyişle gaz problemi temelde bir hastalık değil, anne karnındaki ortamdan dünya ortamına uyum sürecinin getirdiği fizyolojik bir değişimin yan etkisidir. En belirgin haliyle doğumdan 2-3 hafta kadar sonra ortaya çıkan gaz sancısı şikâyetleri gün ve geceye yayılabilir ancak en yoğun olduğu zamanlar genellikle akşam saatleridir. Beslenmeden sonra ortaya çıkan kramp ve kasılmalarla belirginleşen gaz problemi, bebek 5-6 haftalık olduğunda yoğunlaşır ve ilk üç ayın sonunda ortadan kalkması beklenir.
Bebeğin yüzünde kızarma ve acı çektiğini belli eden bir ifade varsa, ellerini yumruk yapıp bacaklarını karnına doğru çekiyorsa, karnı şişkin ve sertse sorunun gaz sancısı olduğu rahatlıkla söylenebilir. Bebekte gaz problemlerini en aza indirmek için öncelikle beslenme sırasında hava yutmamasına mümkün olduğunca dikkat etmek gerekir. Bunun için özel olarak üretilmiş biberonlar kullanmak faydalı olabilir. Bununla beraber anne sütü ile beslenen bebeklerle mama ile beslenen bebekler karşılaştırıldığında, anne sütü alanların gaz şikayetinin daha az olduğu tespit edilmiştir. Bu noktada annenin gaz yapan, aşırı baharatlı, hazmı zor gıdaları tercih etmemesi büyük önem taşır çünkü annenin yediği gıdadaki gaz yapan maddeler süt yolu ile bebeğe geçebilmektedir. Gaz sancısı yaşayan bebeği sakinleştirmede ebeveyn tavrı son derece önemlidir. Sakinliği koruyarak, bebeği kucakta hafifçe sallayarak, onu sıcak tutup onunla konuşarak ve basit bir masajla gaz şikâyetinin önüne geçilebilir. Ilık bir duşun ardından, bebeğe uygun bir yağ kullanarak karnına bastırmadan dairesel hareketlerle ovmak, sırtına hafif dokunuşlarla vurarak gazın atılmasını sağlamak kısa süren ve etkili bir yöntemdir. Altının uzun süre ıslak kalması, düzensiz beslenme, şekerli su, bal ya da pekmeze batırılmış emzikler, sıkı kundaklar ve hareket kabiliyetinin kısıtlanması, uzun süre aynı pozisyonda bırakılması, ek gıdaların erken dönemde verilmeye başlanması bebeklerde gz problemini tetikleyen faktörlerdir. Eğer ağlama durmuyorsa ve bebeğin huzursuzluğu geniş bir zaman dilimine yayılıyorsa doktora danışmak en doğrusu olacaktır.
KOLİK:
Öncelikle şunu bilmek gerekir ki; kolik “bir hastalık değildir”. Bazı sağlıklı bebeklerde görülebilen uzun süreli ağlama nöbetlerine kolik adı verilir. Sebebi henüz tespit edilememiş olan bu durum, bebek 2-3 haftalıkken ortaya çıkar, 5-6 haftalıkken en yoğun haliyle yaşanır ve 3 aylıktan sonra ortadan kalkar. Pek çok ebeveyn ağlayan bebeğinin sıkıntısını gideremediğinde kendisini yetersiz hisseder. Ebeveynde ortaya çıkan özgüven problemi ve huzursuzluk da aslında bebek tarafından hissedilir ve ona da yansır. Dolayısıyla özellikle kolik bebeklerin anne babalarının sakinliğini koruması, sabırla ve sevgiyle bebeğin huzursuzluğunu gidermeye çalışması en doğrusu olacaktır. Bebek masaj, uygun sıcaklık, basit egzersiz hareketleri, göz kontağı ve yumuşak bir ses tonu ile kendisine yaklaşıldığında rahatlayacaktır. Eğer bu denemeler sonuç vermiyorsa kolik ya da gaz sancısından farklı bir problem olabileceği ihtimali göz önünde bulundurulup doktora danışılmalıdır.
REFLÜ:
Yetişkinler söz konusu olduğunda bir hastalık olarak değerlendirilen reflü, bebeklerde aynı şekilde ele alınmaz. Bebek doğumun ardından aslında hala gelişim sürecindedir. Bu gelişim sürecine bir de dünya koşullarına uyum sağlamak eklendiğinde bazı sorunlarla karşılaşılabilir. Bebek reflüsü ya da kusma da bu basit ve geçici sorunlardan biridir. Öncelikle unutmamak gerekir ki bebek yeni doğduğunda doyma hissinden habersizdir. Dolayısıyla küçücük midesi çabuk dolar ancak o bunu fark edip beslenmeyi durduramaz. Fazladan aldığı besin de doğal olarak yemek borusundan geri döner ve bebek kusar. Kusmak bebek için sıra dışı bir eylemdir ve kustuğu için korkup ağlayabilir. Bu tip kusmanın yanı sıra yemek borusu ve mide ile yemek borusunu ayıran kapakçığın gelişiminin devam ediyor olması da bebeklerde reflüye sebep olabilir. Eğer beslenirken sütü tükürüyorsa, aç olduğu halde beslenmeyi reddediyor, sık sık geğiriyor, hıçkırık ve öksürük uzun zamana yayılıyor, çokça ağlıyor ve sık sık kulak iltihabı sorunları yaşıyorsa bebekte reflü olduğu düşünülebilir. Bu süreçte yeşil ya da sarı kusmuk, dışkda kan, ishal, yüksek ateş görülüyorsa bir doktora danışmak gerekir. Bebeklerde reflü ilk üç ayda normal kabul edilir ancak 5 -6 aylıkken başlayan ve süreğenleşen reflü problemi hastalık olarak değerlendirilecektir. Hastalık korkutucu bir kelime olsa da bebeklerde görülen reflü zorlu bir problem değildir ve basit müdahalelerle ortadan kalkabilir. Beslenmenin ardından gazını çıkartmasını sağlayacak masaj ve egzersizler yaptırmak, mama ile besleniyorsa kıvamını biraz koyulaştırmak, azar azar ancak sık beslemek, biberonun ucunu bebeğe uygun seçerek hava yutmasını engellemek bu basit müdahalelere örnektir.
KABIZLIK:
Yalnızca anne sütü ya da devam sütü ile beslenen bebeklerde gün içinde birkaç kez bağırsak hareketi olması normaldir. Bu tip beslenmenin ardından katı gıdaya geçişte bağırsak hareketleri yavaşlayabilir. Katı gıdaların sindirimi daha zordur ve daha fazla zaman alır. Dolayısıyla bebek için yeni olan bu beslenme modeline uyum sağlamaya çalışan sindirim sistemi, zaman zaman kabızlık sorunu yaşanmasına sebep olabilir. Bu nedenle ek gıdaya geçişi zamana yaymak ve az miktarlarla alıştırarak bebeği beslemek en doğrusu olacaktır. Seçilen gıdaların muz, pirinç, havuç, patates gibi hazmı zor gıdalardan olmamasına dikkat etmek gerekir. Kayısı gibi lifli gıdalardan, az miktarda zeytinyağından faydalanılabilir. Ayrıca bebeğin bağırsak hareketlerini desteklemek için sırtüstü yatırıp bacaklarına bisiklet hareketi yaptırmak, hafif gaz masajı ve üşümediğinden emin olmak da kabızlıkla mücadele ederken işe yarayacaktır.
KUSMA:
Bebeklerde kusma ilk üç ay için normal olarak değerlendirilse de bir hastalığın uyarıcısı da olabilir. Zorlanmadan kusan bebekler için sorun beslenme şekli ve miktarından kaynaklanıyor olabilir. Hızlı ya da fazla yavaş beslenme, beslenmeden sonra gazın çıkarılmaması, fazla beslenme zorlanmadan kusma ile sonuçlanabilir. Bebek zorlanarak kusuyorsa, fazlaca geğiriyor ya da ağlıyorsa, terlemesi artmışsa başka bir problem düşünülebilir. Enfeksiyon, süte alerji, yemek borusunun gelişimsel bozukluğu gibi sorunlar doktor müdahalesi gerektirecektir.