Diş çürüğünün nasıl oluştuğundan daha önce bahsetmiştik. Mikroorganizmalar ve yiyecek artıkları bir araya gelecek uzun süre dişlerimizin üzerinde vakit geçirince çürük oluşmaya başlıyordu. Çürükler dişin tam ortasında bulunan, damarlardan ve sinirlerden oluşan pulpa dediğimiz dokuya ulaşana kadar sinsice ilerler ve çoğu zaman hiçbir belirti vermezler. Özellikle dişlerin ara yüzlerinden başlayarak ilerleyen çürükler gözle görülebilir hale gelmesi ve sizin fark etmeniz uzun zaman alabilir. Çürükler genellikle sıcak ve soğuk hassasiyeti olarak kendini belli ederler. Birkaç saniye içinde geçen hassasiyetlerde dişler genellikle dolgu ile tamir edilebilir. Fakat zonklayan tarzda, şiddetli ağrılar, dakikalarca geçmeyen hassasiyetler, gece uyutmayan veya uykudan uyandıran şiddette ağrılar, şişlikler, kök ucu enfeksiyonları için artık son çare kanal tedavisidir. Çürük pulpa dokusuna kadar ilerlemiştir ve damarlar, sinirler onarılamayacak kadar hasar görmüştür. Bu durumda hasarlanan pulpa dokusu dişin içinden temizlenir, bolca yıkanıp dezenfekte edilen kök kanalları özel malzemeler ile doldurulur. Bu yapılan işlem kök kanal tedavisidir. Bu tedavi sonrası hastalıklı pulpa dokusu ve bakteriler tarafından istila edilen kök kanalları temizlenmiştir. Ağrı kesilir, şişlikler iner ve varsa eğer kök ucundaki enfeksiyonlar iyileşmeye başlar.
Üzeri tamir edilebilecek olan, ağızda karşılığı olan ve fonksiyon gören hemen hemen her dişe kanal tedavisi yapılabilir. Bu tedaviye endodontik tedavi de denilir ve endodontistler yani kanal tedavisi uzmanları tarafından yapılır. Kanal tedavilerinde başarı olanı %95-98 gibi çok yüksek oranlardır. Daha önce yapılmış fakat herhangi bir sebepten başarısız olmuş dişlere yeniden kanal tedavisi yapılabilmektedir. Hangi dişe yeniden tedavi yapılacağına hekim karar vermelidir. Tekrarlayan kanal tedavilerinde ise başarı oranı %85’lerdedir. İyi yapılmış ve üzeri iyi tamir edilmiş bir kanal tedavisi ömür boyu kullanılabilir. Uzun yıllar takip edilen vakalarda, kanal tedavilerinin ilk günkü gibi sapasağlam durduğu görülmüştür. Yüzyıllardır uygulanan kanal tedavisinin bilinen ve kanıtlanmış hiçbir zararı ve yan etkisi yoktur. Kanal tedavisi dişleri zayıflatmaz, ömrünü kısaltmaz. Aksine dişlerin çekimden önceki son çıkış kapısıdır. Her hasta ve hatta her diş için kanal tedavisinin niteliği ve süresi değişlik gösterecektir. Neredeyse her dişin kanal tedavisi için gereken anestezi tipi, işlem süresi birbirinden farklıdır. Önlerde bulunan keser dişlerimiz tek köklü tek kanallı dişlerken, arkalardaki büyük azı dişlerimiz çoğunlukla 3 köklü ve 3-4 kanallı olabilmektedir. Dolayısıyla tek köklü bir dişin kanal tedavisi 30 dakikada bitebilirken, üç köklü bir büyük azı dişin tedavi süresi bir saati geçebilir. Üst çene kemiği alt çene kemiğine göre çok daha ince ve delikli bir yapıdadır. Bu kemik yapısındaki farklılık yapılan anestezinin etkinliğini etkiler. Üst çene dişleri daha küçük bir alana yapılan tek bir anestezi ile kolaylıkla uyuşurken, alt çene dişlerini uyuşması her zaman bu kadar kolay olmayabilir. Dişten dişe bu kadar farklılık varken her hastanın anatomisinin birbirinden farklı olduğu unutulmamalıdır. Dolayısıyla her hastanın kanal tedavisi hikayesi birbiri ile aynı olamayabilir.