Özellikle çocukluk ve gençlik dönemlerinde bir çoğumuzun daha çok ellerinde çıkan ve bizi görüntü olarak çok rahatsız eden siğil nedir, tedavisi var mıdır birlikte bir bakalım bugün.
Siğil dediğimiz cilt lezyonları aslında virüslere bağlı olarak gelişen cilt lezyonlarıdır. Bu lezyonlara sebep olan virüsler HPV (Human Papilloma Virüs) ailesine ait virüslerdir. Bu virüsler ciltte iyi huylu epitel ve keratin dokuda artışa neden olurlar. Siğillerin görüntü ve sayıları kişinin bağışıklık sistemine, çıktığı bölgeye ve virüsün tipine göre değişkenlik gösterebilir.
Peki insan vücudunda niye siğil çıkar diye sorarsak aslında cevap doğrudan bağışıklık sistemi ile ilgilidir. Bağışıklık sisteminin zayıf düştüğü zamanlarda siğiller vücutta baş göstermeye başlayabilirler. Kortizon kullananlarda, şeker hastalarında, organ nakli olanlarda daha sık görülme sebebi budur.
Siğil görülme olasılığı aslında sandığımızdan çok daha yüksek. Öyle ki nüfusun onda birinde hayatının bir döneminde siğil görülmektedir. Çocukluk çağında diğer yaş gruplarına göre yaklaşık 2 kat fazla görülen siğiller bağışıklık sisteminin zayıfladığı her yaşta karşımıza çıkabilir. Erişkin yaşlarda ise görülme sıklığı azalır. Siğil görülme olasılığı cinsiyet ayrımı yapmaz kadın ve erkeklerde görülme sıklığı oldukça benzer.
Siğil bir viral enfeksiyon olduğuna göre nasıl bulaşır diye bakarsak bulaşın genellikle enfekte bölge ile doğrudan temas, havlu, tıraş bıçağı, terlik gibi kişisel hijyen ürünlerinin ortak kullanımı, korunmasız cinsel ilişki ile olduğunu görürüz. Virüs oldukça bulaşıcıdır. Bulaşın olduğu cilt bölgesinin ıslak ve nemli oluşu, cilt bütünlüğünü bozan bir yara ya da enfeksiyon oluşu bulaş riskini artırır. Ancak bulaşan kişide virüsün enfeksiyon yapıp yapmayacağı yani siğil oluşturup oluşturamayacağı tamamen kişinin bağışıklık sistemine bağlıdır. Virüs vücuda alındıktan sonra yaklaşık 2-8 ay arasında siğil oluşabilir.
Yani siğillerden korunmak tamamen mümkün olmasa bile kişisel hijyene dikkat etmek, kişisel bakım malzemelerini paylaşmamak bulaş riskini azaltan önemli faktörler arasındadır.
Siğil Tipleri
Siğile yol açan birden fazla HPV tipi olduğu, kişisel özelliklerin siğil oluşumunda oldukça etkili olduğunu tekrar hatırlarsak siğillerle vücudun çok farklı yerlerinde ve farklı şekillerde karşılaşmamız mümkündür. En sık görülen siğil tiplerine bir göz atacak olursak,
Verruca Vulgaris
En sık görülen siğil tipidir. Vücutta her yere yerleşebilse de en sık el ve ayaklarda, parmaklarda tırnak yataklarına yakın yerleşim gösterir. Bir bezelye tanesi kadar büyüyebilen bu siğiller ağrı, kaşıntı gibi şikayetlere yol açmazlar. Kişilere daha çok kozmetik olarak rahatsızlık verirler. Çocukluk yaş grubunda daha sık görülürler. Özellikle tırnak yeme alışkanlığı olan çocuklarda görülme sıklığı yüksektir.
Verruca Plana (Düz Siğiller)
Verruca vulgarisle oldukça benzerlik gösteren bu siğiller daha çok yüz, ağız çevresi, el üstü, bilek, dirsek, kolluk ve uyluk bölgelerinde görülürler. Üst kısımları daha düz bir görünümde olan bu siğiller cilt renginde ya da biraz daha koyu renkte olabilirler.
Verruca Filiformis
Bu siğiller görüntü olarak üstteki iki tipten daha farklıdırlar. Uzun iplik gibi bir görüntüleri vardır. Daha çok yüzde ve boyunda görülürler. Bu tip siğillere yaşlı insanlarda ve erkeklerde daha sık rastlanır.
Verruca Plantaris
Genellikle ayak tabanında görülen bu siğiller ağrıya da sebep olabilirler. Ayakların basınç noktalarında sık görülürler. Tek ya da çoklu olabilirler.
Genital Bölge Siğilleri
Cinsel yolla bulaşan bu siğiller zaman zaman kaşıntı, ağrı gibi şikayetlere neden olabilirler. Tipik olarak siğilin üst kısmı karnabahar görünümünde olur. Erkeklerde kasık, uyluk, penis, skrotum, anüs bölgesinde kadınlarda ise vagen, anüs içi ve rahim boynunda siğil görülebilir. Siğiller oluştuğu bölgelere göre şikayetlere neden olabilir. Erişkinlerde görülen bu siğiller daha sonra kanserleşme riski nedeni ile tedavi edilmesi gereken siğil grupları içinde yer alırlar.
Siğil Tedavisi
Siğiller insan sağlığına genelde herhangi bir tehdit oluşturmadıkları için acil tedavi edilmeleri gereken cilt lezyonları değildir. Özellikle çocukluk çağındakiler genellikle 1- 2 yıl içinde gerileme gösterirler. Erişkinlerde ise spontan gerileme genelde olmaz. Çoğu zaman kişilerin bağışıklık sisteminin güçlenmesi ile kendiliğinden geçerler. Ancak bazı durumlarda siğillerin tedavi edilmesi gerekir.
Siğil tedavisinde birkaç farklı yöntem kullanılır. Seçilecek yöntem tamamen kişiye ve siğilin özelliklerine bağlıdır. Genellikle salisilik veya laktik asit içeren solüsyonlar, kriyoterapi (dondurma), elektrokoter (yakma) ya da cerrahi yöntemler tercih edilir.
Salisilik Asit İçeren Ajanlar
Asidin uygulanmasını sağlayan krem, bant ya da cila şeklinde üretilen bu ilaçlar birkaç hafta boyunca günde birkaç kez siğilin üzerine sürülerek uygulanır.
Kriyoterapi
Bu yöntemde siğile nitrojen uygulanır. Çok düşük ısıda olan nitrojen cildin üst katmanındaki hücreleri dondurarak yok eder. Ancak bu yöntemde yöntem uygulanırken ağrı, tedavi bittikten sonra ise yara izi kalması gibi yan etkiler görülebilir.
Elektrokoterizasyon
Lokal anestezi ile uyuşturulan bölgedeki siğillerin koter yöntemi ile alınması esasına dayanır.
Cerrahi Yöntem
İlaç ya da diğer yöntemlerin işe yaramadığı durumlarda siğillerin cerrahi olarak çıkartılması uygun olur.
Albatros Bilişim Kooperatifi