Sadece günümüzde değil her zaman insanın en önemli ihtiyaçlarından biri de kendini güvende hissetmek olmuştur. Hele ki söz konusu olan çocuğunuz ise bu güvenlik duygusu çok daha fazla önem kazanır.
Her türlü fiziksel aktivite oldukça kıymetlidir. Gelişen teknoloji nedeni ile giderek daha az hareket ettiğimiz günümüz koşullarında, çocuklarımızı sporla mutlak tanıştırmalı ve spor yapmaları için motive etmeliyiz. Hele ki yaptığı sporun, herhangi bir baskı halinde ona yardımcı olabileceğini düşünürsek, bir savunma sporuna başlamasını sağlamak çok doğru bir davranış olacaktır.
Savunma sanatlarında çocuklara vücutları ve zihinlerini bir bütün halinde kullanmaları öğretilir. Savunma sporlarında amaç karşı tarafa zarar vermek değildir. Amaç karşı tarafı durdurabilmek, kontrol edebilmektir.
Savunma sporları diğer spor dallarında olduğu gibi çocuğun fiziksel gelişimine önemli bir katkı sağlar. Aynı zamanda sosyal açıdan, bilişsel açıdan gelişimini hızlandırır. Bu sayede çocukların sorumluluk alma, belli disiplin kurallarına uyma becerileri ile stratejik düşünme ve hızlı karar verme yetenekleri gelişir. Böylece çocuğunuz farklı olaylar karşısında geliştirebileceği farklı davranışlar ile davranışsal üstünlükler kazanmayı başarır. Bu çocukların özgüveni gelişir. Çocukların bitmek bilmeyen enerjilerinin belli bir disiplin ve bir felsefenin kuralları çerçevesinde harcanması çocuklarda şiddet eğilimini ve olaylar karşısında gösterdikleri agresif tutumların azalmasını sağlar. Çocuklar daha kontrollü bir tavır sergilerler. Dikkat eksikliği problemi yaşayan çocuklar bu spor dalları ile ilgilenmeye başladıklarında ciddi fayda sağlarlar. Savunma sporu yapan çocuklar aynı anda ders aldıkları diğer sporcularla ilişki kurarak sosyal yönden geliştikleri gibi bir takım olmayı, bir yere ait olmayı da öğrenirler.
Savunma sporlarına başlamak için bir cinsiyet ayrımı yoktur. Hem kız hem de erkek çocukları savunma sporlarını yapabilirler.
Peki çocuklar savunma sporlarına ne zaman başlamalıdır?
Aileler çocuklarını savunma sporlarına başlatırken en çok oluşabilecek yaralanma ve kazalar konusunda tedirgin olurlar. Bu nedenle her konuda olduğu gibi savunma sporları da işin uzmanlarınca ve doğru zamanda öğretilmelidir.
Çocukların tüm sporlar gibi savunma sporlarına başlayabilmesi için belli bir gelişim sürecini tamamlamış olmaları gerekir. Bu süreç çocuktan çocuğa değişiklik gösterse de el, ayak, göz koordinasyonunu sağlayabildikleri, yön duygularının oturduğu 5 – 6 yaş civarı başlamak için uygun kabul edilir. Bu zamana kadar çocukların fiziksel aktivitelerini sağlamak için jimnastik, yüzme gibi sporlar yapması teşvik edilebilir.
Savunma sporlarına başlayan çocuklara, başlangıçta aslında tüm spor dallarında olduğu gibi kademeli bir eğitim oyunlaştırılarak verilir. Amaç başlangıçta denge ve doğru pozisyonları bulabilmesi esasına dayanır. Çocuklar büyüdükçe oyun kısmı azaltılarak kondisyon ve kuvvet çalışmaları programa eklenir.
Savunma sporları güce, dayanıklılığa bağlı sporlar oldukları için çocuklar arasında görülmez bir rekabet ister istemez oluşur. Bu nedenle rekabet ortamı yaratarak çocukları teşvik etmek, yarışmalar düzenleyebilmek için çocukların yaptıkları spora ait kuralları anlayıp, uygulayabilecekleri, yenilgiyi anlayıp kabullenebilecekleri olgunluğa erişmeleri beklenir. 8 – 10 yaştan önce savunma sporlarında çocuklar arasında rekabet ortamı oluşturulmaz.
Savunma sporu yapan çocukların kendi gelişimlerini gösterebilmeleri için bir kuşak sistemi vardır. Bu kuşak sistemi beyazdan siyaha kadar gider. Beyaz kuşak sahibi bir çocuk savunma sporuna yeni başlamış bir öğrenciyi gösterirken, siyah kuşak artık bu işin uzmanı olmuş bir sporcu anlamına gelir.
Savunma Sporları
En çok bilinen savunma sporlarına bir göz atalım.
Aikido: Japon kökenli gereksiz şiddetten, çatışmadan uzak durma amacı taşıyan, rekabetçi olmayan bir spor dalıdır. Samuraylar tarafından kullanılan aikido çocuğa esneklik ve özgüven kazandırması yanında kendisine ve çevreye saygı kazandırır. Aikido sporcuları savunmayı, gelen saldırıya karşı tepki olarak değil de bir strateji olarak kullanırlar. Aikido öğrencileri aikidoka olarak adlandırılır.
Brazilian Jui Jitsu: Yine Japon kökenli olan bu spor dalında rakibin ağırlığı ve gücü kendisine karşı kullanılır. Rakibin hamlelerinden faydalanılır. Teknik yönü ağır bastığı için çok fazla güce ihtiyaç duymaz. Zarif sanat anlamına gelen bu spor dalında zayıf olanın güçlü olanı yenebileceği ifade edilir. Acil gelişen bir durumda kişinin kendisini korumasına olanak sağlamayı amaçlar.
Karate: Boş ya da açık el anlamına gelen karate Asya kıtası kökenli, tarihi çok eskilere dayanan bir spor dalıdır. Çocuklar bu sporda el ve ayakları ile darbeleri bloklamayı, cevap vermeyi öğrenirler. Hem ülkemizde hem de dünyada oldukça yaygındır. Hatta silahsız savaş sanatları içindeki en yaygın olanıdır.
Teakwondo: Yumruk veya ayakla darbeyi önleme, cevap verme sanatı olan teakwondo Kore kökenlidir. Odaklanma, nefes alma tekniklerinin kullanımı tüm savunma sporlarında olduğu gibi bu sporda da önemlidir.
Thai Boks: Kralların dövüş sanatı olarak da bilinen bu spor dalı Tayland kökenlidir. Tarihte krallar bu müsabaka sonuçları ile belirlenmiştir. Kondisyon ağırlıklı uluslararası bir savunma sporudur.
Judo: Dengenin ön planda olduğu oldukça etkili Japonya kökenli bir savunma spor dalıdır. Japonya için geleneksel bir spor dalı olan Judo rekabetçi bir spor dalıdır. Kelime anlamı nezaket yolu, yol verme yolu anlamlarına da gelen bu spor ne yazık ki bir saldırı sporu gibi düşünülür. Tarihi çokta eskilere dayanmaz aslında. Kano Jigoro tarafından 1800’lü yıllarda teknikleri geliştirilmiştir.