İnsanoğlu milyonlarca hastalık yapabilen mikroorganizmalarla dolu bir çevrede yaşamını sürdürmektedir. Bu organizmalara karşı bağışıklık sistemi 2 farklı aşamada organizmayı savunur.
Doğal Bağışıklık: Anne sütünden geçen bazı maddelerle ve geçirdiğimiz hastalıklarla kazanılan, dış etkenlerden bizi koruyan halihazırda var olan savunma sistemidir. Vücuda ağız, burun ve deriden giren mikrop, bakteri ve virüsler ilk olarak doğal bağışıklık sistemi ile karşılanır. Eğer durdurulabiliyorsa bu sistem tarafından durdurulur. Mikrobun hastalık yapabilmek için önce organizmada yerleşmesi ve yerleştikten sonra çeşitli engelleri aşması gereklidir. Bu engellerin başında giriş kapısı engelleri olarak da nitelediğimiz deri ve mukozadaki engeller gelir. Derimiz, bağışıklık sisteminin en önemli kısmını oluşturur.
Derinin dışında burnumuz, gözlerimiz ve ağzımız mikroplar için belirgin birer giriş kapısıdır. Gözyaşı ve mukusun içerdiği enzimler birçok bakterinin hücre duvarını parçalayıcı niteliktedir. Tükürük aynı zamanda antibakteriyel özelliktedir.
Kazanılmış Bağışıklık: Eğer ki vücuda giren mikrop, bakteri ve virüsler doğal bağışıklık sistemi ile durdurulamıyorsa kazanılmış bağışıklık sistemi devreye girer. Kazanılmış bağışıklık sistemi bizim dışarıdan aldığımız maddelerle (aşı, serum ve bazı besin destekleri) sağlanır.