Hemen her yemekte kullanılan ve Türk damak tadı için vazgeçilmez olan soğan aynı zamanda tam bir vitamin ve mineral deposu. İşte belki de her gün tükettiğimiz soğanın faydaları…
Zambakgiller ailesinden allium cinsi bitkilerin genel adı olan soğanın çok fazla çeşidi mevcuttur, her bir çeşidi de büyüklük, renk ve tadına göre değişik özellik gösterir. Günlük olarak tükettiğimiz en yaygın çeşitleri kırmızı, sarı ve beyaz soğandır.
Soğan çeşitlerinin tatları, çoğunlukla büyüdükleri iklime ve tüketildikleri mevsime göre değişiklik gösterir. Bu özelliklere göre keskin-baharatlı veya tatlı-sulu olabilirler. Genellikle Akdeniz ikliminin görüldüğü bölgelerde yaygın olarak yetiştirilen soğan, her mevsim bulunabilen nadir sebzelerden biri.
Türk yemeklerinin olmazsa olmazı soğan, sadece lezzetiyle değil faydalarıyla sofraların baş köşesine oturmayı hak eden bir besin. A, B, C vitamini ve potasyum, kalsiyum, magnezyum, sodyum, fosfor, iyot ve kükürt minerali bakımından zengin olan soğan birçok açıdan gerekli bir besin kaynağı. İşte hemen her gün tükettiğimiz soğanın sağlığımız için faydaları…-
Yüksek besin değeri sayesinde vücut direncini artırır ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Çok iyi bir antioksidan kaynağı olan soğan beş farklı antioksidan çeşidi içerir. Özellikle mor soğan olarak da bilinen kırmızı soğanda bulunan antosiyaninler bağışıklık sistemi açısından faydalarıyla bilinir. Soğan tüketmek bağırsaklarda bulunan iyi bakteri yani probiyotik sayısını arttırırken bağışıklık güçlenmesine yardımcı olur.
– Soğanın tüm çeşitlerinin içeriğinde bulunan B9 vitamini yani folik asit depresyonun etkilerini azaltmakta da etkilidir. Folik asit homosisteinin vücutta aşırı miktarda birikmesini önler. Gıdalardan alınabilen bir çeşit aminoasit olan homosistein kan ile besin maddelerinin beyne ulaşmasını ve bir insanın kendini iyi hissetmesini sağlayan serotonin, dopamin gibi hormonların üretimini engelleyici özelliğe sahiptir. Bu özelliği ile ruh sağlığını dengelerken hafızayı da güçlendirir. Ayrıca uykusuzluğa da iyi geldiği bilinir.
– Soğan tüketmenin vücutta birikmiş su ve üreyi dışarı atmada yardımcı olduğu bilinir. Bu özelliği ile böbrek sağlığı üzerinde etkileri de olumludur.
– İştahı açıp hazmı kolaylaştırıcı etkisi vardır. Aynı zamanda yüksek tansiyon ve kötü kolesterolü düşürür.
Soğan Çorbası
Bağışıklık sistemini güçlendirmesinden ağrı kesici olmasına vücut için onlarca faydası bulunan ve tam bir vitamin ve mineralle deposu olarak doğal antibiyotik görevi gören soğan birçok yemeğin temel malzemelerinden biridir. Ancak sadece soğanın ana kahraman olduğu bir yemek hazırlamaya ne dersiniz? Fransızların geleneksel soğan çorbası tam da kış mevsiminde ihtiyaç duyduğunuz lezzet.
Malzemeler:
5 adet orta boy kuru soğan
3 diş sarımsak
50 gram tereyağı
2 yemek kaşığı zeytinyağı
2 yemek kaşığı un
6 su bardağı sıcak et suyu ya da arzuya göre sadece su
1 adet defne yaprağı
1 dal taze kekik
1 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı karabiber
5 dilim ekmek (tercihen daha sert yapıda bir ekmek seçilebilir)
1 su bardağı eski kaşar peyniri
Hazırlanışı:
İlk olarak 5 adet kuru soğanımızı yarım ay şeklinde doğrayalım. Sarımsakları da mümkün olduğunca küçük küçük keselim. Tereyağı ve zeytinyağını kızdıralım. Doğradığımız kuru soğan, sarımsak, defne yaprağı ve taze kekiği ekleyerek kısık ateşte soteleme işlemine başlayalım. Yavaş yavaş rengi dönmeye başlayan kuru soğanları kısık ateşte, yarım saat kadar kadar soteleyelim. Kuru soğanları, karamelize olup içlerindeki şekeri açığa çıkartmaları için düşük ısıda kavurmaya dikkat edelim. Soğanlar iyice yumuşadığında ateşi yükseltip 5 dakika daha pişirerek renk almalarını sağlayalım. Ardından defne yaprağı ve taze kekiği tencereden çıkartalım.
Soğanların daha fazla terleyebilmesi için; kısık ateşte sotelemeye başladığımız soğanların üzerine yağlı bir kağıt yerleştirerek pişirme işlemine devam edebiliriz. Sonrasında unu ekleyip kokusu çıkıp hafif bir renk alana kadar soğanlarla birlikte kavuralım. Hemen ardından sıcak et suyunu ekleyip iyice karıştırdıktan sonra kaynamaya bırakalım. Tuz ve karabiberle tatlandırıp 15-20 dakika daha pişirelim.
Isıya dayanıklı servis kaselerine aldığımız koyu kıvamlı çorbanın üzerine birer dilim ekmek yerleştirip üzerine rendelenmiş eski kaşar peyniri serpiştirelim. Önceden ısıtılmış 200 derece fırında peynir eriyip hafif kızarana kadar pişirelim. Fırından çıkardığımız çorbaları, sıcak bir şekilde bekletmeden servis edelim.
Besin Değeri 100 gramda % Günlük Değer *
Kalori 40 kcal % 2.0
Karbonhidrat 7.9 g % 2.6
Lif 1.2 g % 4.9
Protein 1.2 g % 2.3
Yağ 0.2 g % 0.3
Kolesterol 0.0 mg % 0.0
A Vitamini 1.0 IU % 0.0
C Vitamini 6.5 mg % 10.8
Potasyum 176.0 mg % 5.0
Kalsiyum 31.0 mg % 3.1
Demir 0.2 mg % 1.3
Albatros Bilişim Kooperatifi