Bağışıklık Ekibi Türkiye’de bağışıklık ve sağlık üstüne kurulmuş en kapsamlı sitelerden biri olan Bağışıklık.com, 2017 yılından bu yana hizmet veriyor. Alanında uzman yazarlardan oluşan Bağışıklık.com ekibi, beslenmeden wellness önerilerine, spordan coronavirüs önlemlerine kadar sağlık ile ilgili hemen her konuyu detaylıca ele alıyor.

Yüksek Tansiyon Hastalığında Doğal Tedavi Yöntemleri?

5 Dakika

Vücudumuzda dolaşan kanın pompalanması sonucunda damarlarda oluşan basınç büyük tansiyon, kalp kasının gevşemesi sonucunda atar damarda meydana gelen basınç ise küçük tansiyon olarak adlandırılmaktadır.

Tansiyon değerleri çeşitli faktörlere göre farklılık gösterse de, ideal değerler 90/60 mmHg ile 120/80 mmHg aralığıdır. (Büyük tansiyon 90-120, küçük tansiyon 60-80 arası)

Her iki veri de önemli olmasına rağmen 50 yaş ve üzeri bireylerde büyük tansiyonun değeri daha önemlidir. Çünkü büyük tansiyonun bu yaş seviyesinden daha yukarıdaki bireylerde yüksek olması yüksek tansiyon rahatsızlığı olarak kabul görmektedir.

Hipotansiyon Nedir? ve Hipertansiyon Nedir?

Tansiyon değerlerinin normal seviyeden daha düşük olması, düşük tansiyon (hipotansiyon) olarak adlandırılıp, ani tansiyon düşüşlerinde şiddetli baş ağrısı, halsizlik, baygınlık hali gibi belirtiler gözlenebilir.

Tansiyon değerlerinin normal seviyeden daha yüksek olması, yüksek tansiyon (hipertansiyon) olarak adlandırılıp, ani tansiyon yükselmesinin herhangi bir belirtisi olmadığından düzenli olarak kontrol edilmelidir. Hipertansiyonun nedenleri arasında aşırı tuz tüketimi ve sedanter yaşam tarzı yer almaktadır.

Hipertansiyon rahatsızlığı bulunan kişilerde nadiren de olsa şiddetli baş ağrısı, halsizlik, çarpıntı, aşırı terleme, kulaklarda uğultu, uzuvlarda şişlik, burun kanaması, sürekli idrar gözlemlenebilir. Tanısı koyulmayan ve bir uzman tarafından takip edilmeyen yüksek tansiyon çok ciddi hastalıklara yol açabilir.

Belirtiler

Yüksek Tansiyon Belirtileri Nelerdir?

  • Şiddetli baş ağrısı
  • Halsizlik, bitkinlik
  • Kalpte çarpıntı
  • Olağan dışı terleme
  • Kulaklarda uğultu
  • Şişkinlik
  • Burun kanaması
  • Sürekli idrar

Yüksek Tansiyonun Nedenleri

  • Aşırı tuz tüketimi
  • Diyabet
  • Obezite
  • Sağlıksız beslenme alışkanlıkları
  • Stres
  • Tiroid
  • Uyku Apnesi
  • Böbrek sorunları ve böbreküstü bezi tümörleri
  • Kullanılan doğum kontrol hapları, ilaçlar vb.
  • Alkol, sigara ve uyuşturucu madde kullanımı.

Yüksek Tansiyon kontrol altına alınmaması durumunda:

  • Kalp krizi ve kalp yetmezliği
  • Anevrizma
  • Felç
  • Böbreklerde ve gözlerde zayıflamış kan damarları
  • Metabolik sendrom
  • Hafıza problemleri
  • Deman

Gözlemlenebilir.

İstatistiksel olarak yüksek tansiyon hastalarının %45’lik bölümü bu rahatsızlığa sahip olduklarından habersizdir. Doğru teşhis için, farklı 2 günde dinlenme esnasında tansiyon ölçümleri yapılmalıdır. Süreçten emin olmak için doktorunuz düzenli bir tansiyon kontrolü isteyebilir ve bu verilere göre teşhis koyabilir. Bazı durumlarda ilave testlerin istenmesi de gerekebilir.

Yüksek Tansiyon için Beslenme: Nelere Dikkat Edilmeli?

Mikro besin temini birçok rahatsızlıkta olduğu gibi yüksek tansiyonda da oldukça önemli bir rol oynamaktadır.

Tüm tedavilerin temelinde sağlıklı, dengeli, mikro besin açısından zengin bir beslenme olmalıdır. Kapsamlı, günlük bir mikro besin kaynağı, sağlıklı bir organizmanın tüm işlevlerini sürdürebilmesinin temelidir. Bu yazıda, konuya genel bir bakış sunuyoruz ve bedeninizi ve zihninizi bütünsel olarak güçlendirmek için nasıl inisiyatif alabileceğiniz konusunda size yardımcı olabilecek ipuçları veriyoruz.

Uzman:

Dr. med. Harald Hüther

Pratisyen Doktor, Naturopatik Tıp Uzmanı

Yüksek Tansiyon Tedavisinde Mikro Besinler

Ek mikro besinlerin (vitaminler, mineraller, eser elementler, ikincil bitki maddeleri vb.) alımı kardiyovasküler hastalıklar için önemli bir tedavi yöntemidir. Hastalığın tedavisinde doğal mikro besin konsantrelerinin, bireysel mikro besinlerden önemli ölçüde daha iyi sonuçlara yol açtığı gözlenmiştir.

  • Amerika’da yapılan bir araştırmanın sonucunda, doğal konsantrede bulunan antioksidanlar – meyve ve sebzelerde olduğu gibi doğal olarak bulundukları için – izole vitaminlerden 200 kat daha etkili olduğu ortaya çıkmıştır.
  • Bir Japon araştırma grubu, yakın zamanda, aşırı kilolu kişilerde artan serbest radikal oluşumunun, özellikle yüksek tansiyon hastalığının oluşuma sebep olduğunu göstermiştir. İyi bir doğal mikro besin kaynağı, serbest radikalleri zararsız hale getirir ve böylece kan damarlarının korunmasını da iyileştirir.
  • Doğal antioksidanların kan damarlarındaki nitrik oksit tedarikini iyileştirdiği, bunun da kan damarlarını gevşettiği ve kan basıncını düşürdüğü uzun zamandır bilinmektedir.
  • Magnezyum net bir şekilde tansiyon düşürücü etkiye sahiptir ve kan damarlarını rahatlatıp, vücudun strese karşı direncini artırır.
  • Bitkisel yağlardan elde edilen Omega-3 yağ asitleri de yüksek tansiyon tedavisinin önemli bir parçasıdır. Düzenli olarak düşük doz omega-3 yağ asitleri alımının kan basıncını düşürdüğü, dokudaki oksidatif hasarı azalttığı ve ayrıca kandaki kolesterol profilini iyileştirdiği gözlemlenmiştir.

Uzman-Tavsiyesi

Bunlara dikkat edilmeli

  • Beslenmenizi her gün mikro besinlerle destekleyin.
  • Gerekli tüm vitaminlerin ve eser elementlerin yanı sıra Omega-3 yağ asitlerini, Koenzim Q10’u ve ikincil bitkisel maddelerini içeren bütünsel bir beslenme programına sahip olduğunuza emin olun.
  • Biyoyaralanımından (hücre emilimi) dolayı sıvı mikro besin konsantrelerini tercih edin.

Koenzim Q10 da diğer mikro besinlerle aynı derecede önemlidir. Kan damarlarında artan nitrik oksit üretimi mekanizması aracılığıyla, Koenzim Q10 kan damarlarını gevşetir ve böylece kan basıncını düşürür. Ayrıca “kötü kolesterol”ün (LDL) tehlikeli oksidasyonunu önleyip, kan damarlarının işlevini iyileştirir ve kalbi güçlendirir. Günümüzde Koenzim Q10, omega-3 yağ asitlerine ek olarak kan basıncını düşürmeye yönelik bir mikro besin konsantresinde kesinlikle yer almalıdır.

Doğada mikro besinler asla tek başlarına ortaya çıkmazlar, her zaman sayısız diğer vitaminler, mineraller, eser elementler ve ikincil bitki maddeleri ile kombinasyon halinde ortaya çıkarlar. Mikro Besinler, doğal kombinasyonlarında bırakılırlarsa hücre tarafından en iyi şekilde emilebilirler. Bu sinerji etkileri ayrıca biyoyararlanımı artırır ve böylece semptomlar üzerinde gözle görülür şekilde olumlu bir etkiye sahip olan gelişmiş hücrelerin oluşumunu sağlar.

Modern mikro besin terapisinde, yüksek tansiyon için temel tedavi olarak, izole edilmiş veya sentetik olarak üretilmiş mikro besinlerden daha üstün olan mikro besinlerin doğal bir karışımı tercih edilir. Birçok uzman, sıvı mikro besin konsantrelerini önermektedir. Mikro besinler mukoza zarlarından emildiğinden sıvı formda, vücut hücrelerimiz tarafından tablet veya tozdan daha iyi emilebilir. Yüksek Tansiyon’a sahip ve yeterli vitamin ve minerali düzenli ve dengeli olarak beslenerek temin edemeyen kişiler için kullanacakları vitamin takviyeleri için özellikle bahsi geçen bu kriterlerin sağlanması oldukça önemlidir. Almanya gibi gelişmiş Avrupa ülkelerinde „yeni nesil“ doğal vitamin takviyesi olarak kabul gören ve oldukça geniş kitleler tarafından kullanılan LaVita gibi Mikro Besin Konsantreleri, hem mikro besinleri (Vitaminler, Eser Elementler…) hem gıdaların doğadaki formunda olduğu gibi meyve ve sebzelerin içerisinde bulunan ikincil bitkisel maddeleri de bir arada bulundurarak üst seviyede biyoyararlanım sağlamayı hedefliyor. Bu konu ile ilgili yapılan bilimsel calışmalarda da bu konseptin çok daha etkili olduğu, mikro besinlerin direkt olarak hücrelere ulaştığı kanıtlanmıştır.

Tavsiye Edilen Gıdalar

  • Anti-inflamatuar gıdalarla ve çeşitli besinler içeren sağlıklı bir beslenme düzenine sahip olduğunuzdan emin olun. Pro-inflamatuar gıdalar, çoğu zaman birçok hastalıkta bir risk faktörü veya tetikleyicidir.
  • Anti-inflamatuar gıdalar, bol miktarda antioksidan, fitokimyasal, omega-3 yağ asitleri ve diğer birçok mikro besinleri içerir.
  • Özetle: Çok sayıda sebze, meyve, tam tahıllı ürünler, yağlı balıklar, kabuklu yemişler, tohumlar ve soğuk preslenmiş bitkisel yağlar.

Yaşam Tarzına Uyarlanması

Ancak, yalnızca beslenme ve mikro besin tedavisi, hastalığı ve semptomlarını hafifletmek veya önlemek için yeterli değildir. Yaşama yönelik alışkanlıklar ve tutumlar da hastalıkların seyri üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.

  • Spor, bağışıklık sistemini stabilize eder, otonom sinir sistemini dengeler, metabolizmayı ve bağırsak aktivitesini harekete geçirir. Düzenli egzersizin hem hastalık insidansını hem de komplikasyon insidansını azalttığı gösterilmiştir.
  • Dinlenme ve gevşeme periyotları semptomları hafifletebilir ve uykuyu ve psikolojik sağlığı iyileştirebilir. Yoga ve meditasyon gibi gevşeme tekniklerinin de sağlığımız üzerinde birçok olumlu etkisi vardır.
  • Düzenli ve yeterli uyku, fiziksel ve psikolojik yenilenme için önemlidir.
  • Hayata karşı olumlu bir tutum ve minnettarlık tutumu, yalnızca hastalık durumunda esenliği teşvik etmekle kalmaz ve hayatın zorluklarıyla daha kolay başa çıkmaya yardımcı olur.
  • Nikotin ve alkolden uzak durmak organizmadaki kan dolaşımını, hücrelerin mikro besin ve oksijen arzını iyileştirir ve hastalığın seyrini olumlu yönde etkileyebilir.

Bağışıklık Ekibi Türkiye’de bağışıklık ve sağlık üstüne kurulmuş en kapsamlı sitelerden biri olan Bağışıklık.com, 2017 yılından bu yana hizmet veriyor. Alanında uzman yazarlardan oluşan Bağışıklık.com ekibi, beslenmeden wellness önerilerine, spordan coronavirüs önlemlerine kadar sağlık ile ilgili hemen her konuyu detaylıca ele alıyor.
Albatros Bilişim Kooperatifi tarafından yapılmıştır. @2020 Albatros Bilişim Kooperatifi tarafından yapılmıştır.