Bağırsak mikrobiyotasının, bağırsak ve beyin ekseni arasındaki ilişkisine sıklıkla yer veren bilimin ışığında, bağırsak sağlığımızdan tüm bedenimizin etkilendiğini söyleyebiliriz. Sıkça karşımıza çıkan ‘probiyotik’, hatalı diyetlere, enfeksiyon durumlarına, değişen üretim koşullarına, oksidatif strese, fiziksel aktivite azlığına veya spor sırasında oluşan yaralanmalara hatta psikolojik olarak depresif hissetme durumuna kadar, fizyolojik olarak vücutta oluşan birçok durumun destekçisi olabiliyor.
Yapılan son araştırmalar, mikrobiyatadaki bozulmaların farklı hastalıklara yol açabileceğini savunurken, probiyotiklerin, bağırsak mikrobiyomunun bileşimini eski haline getirebileceğini de gösteriyor. Bu durumda düzenli probiyotik alımının hem mevcut hastalığımızın ortadan kaldırılmasında hem de uzun vadede korunumda çok etkili olduğunu söyleyebiliriz. Peki probiyotikleri nasıl alabiliriz, en uygun tüketim formları nelerdir?
Probiyotik bakterileri, doğal olarak fermente yiyeceklerde temin edebiliriz. Yoğurt, kefir, ev turşusu, tempeh, sauerkraut (Alman turşusu), kimchi, miso, natto, kombucha buna en iyi örneklerden. Probiyotikleri besleyen prebiyotiklere gelecek olursak, sarımsak, yer elması, soğan, pırasa, kuşkonmaz, arpa, yulaf, keten tohumu gibi besinleri sıralayabiliriz. Kırmızı soğan, sirke, sarımsak, pancar ile yapılacak turşu ile hem bağırsak dostu, antikansorojen bir besin tüketmek, hem de pancar tüketimiyle oksijenlenme kapasitesini ve spor performasını arttırmak mümkün olacaktır.
Probiyotiği, takviye gıda ürünleri ile vücuda almak da mümkündür. Takviye gıdalara geldiğimizde ise farklı probiyotik türlerinin karışımından oluşabilir. Takviye gıdalarla probiyotik alımının, özellikle sporcuların bağışıklık sistemini güçlendirdiği, uyku düzenine yardımcı olarak toparlanmayı desteklediği, sindirim sistemi üzerindeki etkileriyle de sporcuların performansına katkıda bulunulabileceği ile ilgili çalışmalar da mevcut. Doğru probiyotik seçiminin yanı sıra, uygun formda ve uygun zamanda kullanımının da oldukça önemli olduğunun altını çizelim.
KEFİR SMOOTHIE
Hem özellikle C vitamini içeriğini arttırarak ve besin değerini yükselterek oksidatif stresi azaltmak, hem de bağırsak florasını daha da destekleyerek bağışıklığı güçlendirmek için oldukça hafif ve diyet programlarına da keyifle eklenebilecek bir alternatif. Bağırsak problemi olanlar için harika bir çözüm! (Laktoz intoleransı olanlar laktozsuz versiyonunu tercih edebilir.)
1 su bardağı kefir
1 avuç maydanoz
1 elma/3 yk nar
1 çk taze öğütülmüş keten tohumu
OMEGA 3 ZENGİNİ BAĞIRSAK DOSTU ARA ÖĞÜN
4 yk yoğurt + 2 avuç semizotu + 2 ceviz + 1 diş sarımsak + 1 çk taze öğütülmüş keten tohumu
Omega 3 kaynağı, semizotu, ceviz ve keten tohumunun, yoğurt ve sarımsakla bir araya geldiğinde, sağlığımız üzerine etkileri inanılmaz faydalı! Daha uzun süre tokluk sağlayan ceviz ile bilişsel sağlığımızı ve kalbimizi koruyoruz. Sarımsağın mucizevi etkisiyle serbest radikallere karşı bütünsel bir savaş açıyoruz. Yeşil yapraklı sebzelerden en yüksek oranda omega 3 içeren, lif, demir, magnezyum, potasyum zengini semizotunu yoğurtla birleştirerek bedenimizi şifalandırıyoruz. Semizotunu mutlaka sap ve yapraklarıyla tüketin.
Albatros Bilişim Kooperatifi