Önce geceleri azalan sıcaklar sonra gün içinde yağmur geçişleri derken sonbahar artık kendisini iyice hissettirmeye başladı. Peki havaların bu kadar değişken olduğu bu günlerde soğuk algınlığına yakalanmamak için nelere dikkat etmeliyiz.
Soğuk Algınlığı Nedir?
Soğuk algınlığı yani halk arasında daha çok kullanılan ismiyle nezle bir üst solunum yolu sistemi hastalığıdır. Hastalığa 200’den fazla virüs neden olabilir. En çok adını duyduklarımız rinovirüs, coronavirus, adenovirüs ve RSV’leridir. Hastalık virüse maruz kaldıktan sonra yaklaşık 2 – 3 gün içinde kendini gösterir. Genellikle de bir hafta içinde kendiliğinden geçer. En sık grip ile karışsa da soğuk algınlığı gribe göre oldukça hafif seyreder.
Soğuk Algınlığının Belirtileri
- Çok yüksek olmayan ateş (38 dereceyi geçmez)
- Burun tıkanıklığı, burun akıntısı
- Boğaz ağrısı, boğazda yanma
- Halsizlik
- Baş ağrısı
- Kuru öksürük
- Gözlerde sulanma, yanma
- Hapşırma
Soğuk Algınlığının Tedavisi
Soğuk algınlığı için özel bir tedavi yoktur. Eğer üzerine bakteriyel bir enfeksiyon eklenmemişse antibiyotik kullanmak bir işe yaramaz ve önerilmez. Tedavi daha çok hastanın şikayetlerine yönelik olarak düzenlenir. Eğer boğaz ağrısı varsa tuzlu su ile ya da piyasada bulunan gargaralar ile gargara yapılması önerilir. Baş ağrısı şikâyeti varsa ağrı kesiciler önerilir. Eğer burun tıkanıklığı nefes almayı zorlaştırıyorsa burnu açmak için burun spreyleri kullanılabilir. Bunun dışındaki öneriler bağışıklık sistemini desteklemek için bol sıvı tüketimi, C vitamini ağırlıklı sebze, meyve tüketmek, istirahat ve düzenli uykudur. Ilık tüketilen bitki çayları, tavuk suyu çorba, bol ve taze sebze, meyve tüketimi şikayetleri oldukça rahatlatır. Bal, zencefil, tarçınlı ılık sütte öneriler arasında yer alır. Eğer tüm önlemlere ve tedaviye rağmen şikayetler 10 günü geçmişse bir hekime muayene olmak gerekir.
Soğuk Algınlığına Karşı Dikkat Etmemiz Gerekenler
Hakkında kısaca bilgi verdiğimiz soğuk algınlığına karşı nelere dikkat etmeliyiz birlikte bakalım.
Tüm hastalıklarda olduğu gibi soğuk algınlığında da belirleyici faktör bağışıklık sistemimizdir. Bu nedenle sağlıklı, düzenli beslenme, mevsimine uygun kıyafetler tercih etme, düzenli fiziksel egzersiz, yeterli ve düzenli uyku ile her türlü stresten uzak durmak gibi en genel sağlık kurallarına dikkat etmek gerekir.
Havalar her ne kadar soğusa da düzenli olarak açık havaya çıkmak mümkünse egzersizleri açık havada yapmak kapalı ortam havasından uzaklaşmamamızı sağlar.
Çalıştığımız, yaşadığımız özellikle de uyuduğumuz alanları düzenli olarak havalandırmak ortamda bulunan enfeksiyon etkeni miktarını azaltacak, hasta olma riskini düşürecektir. Yeterli havalandırma yapılamayan kapalı kalabalık alanlardan mümkün olduğunca uzak durmak gerekir.
Çalışılan, yaşanan alanların havalandırılması kadar nemlendirilmesi de oldukça önemlidir. Çünkü ısınmak için yakılan kalorifer vb. araçlar alanların havasını kurutur. Kuruyan hava nedeni ile solunum yolu mukozaları da kurur. Kuruyan mukozalar ise soğuk algınlığı yapan virüslerin daha kolay yerleşmesine neden olur. Bu nedenle yaşam alanlarını havalandırmanın yanı sıra kalorifer peteklerinin üzerine koyulacak su dolu kaseler ya da özel havalandırma cihazları ile ortamın nem dengesi sağlanabilir. Gün içinde yeterince sıvı almakta mukozaların nemli kalmasına yardımcı olur. Eğer hassas bir burun mukozanız varsa düzenli olarak deniz suyu içeren preparatlarla nemli tutmaya sağlamanız faydalı olabilir.
Soğuk algınlığının en önemli bulaş yolunun hasta kişilerin çevreye yaydıkları mikroplara maruz kalmak olduğu dikkate alındığında hijyen kurallarına uymak en önemli önlemdir. Kapalı ve kalabalık ortamlarda maske takmak, elleri düzenli olarak, doğru biçimde yıkamak en temel ve garantili korunma yöntemidir.
Kendi kişisel hijyenimize de dikkat etmek, düzenli olarak duş almak ve temiz giysiler giymek hastalık yapan enfeksiyon ajanları ile karşılaşma şansımızı belirgin olarak azaltır.
Kişisel hijyen kadar ortamın hijyeni de önemlidir. Ortamın, çekiş gücü iyi bir süpürge ile düzenli olarak süpürülmesi, eşyaların tozlarının düzenli olarak alınması, eşya seçilirken toz tutmayan, kolay temizlenen malzemelerden yapılan eşyalar seçilmesine dikkat etmek gerekir. Oyuncaklarda düzenli olarak temizlenmelidir. Eğer çalışma ya da ev ortamında hasta bir kişi varsa bu önlemlere daha da dikkat edilmelidir.
Sigara içilen alanlardan uzak durmak ve sigara içmemekte bir başka önemli dikkat edilmesi gereken husustur. Sigara, genel vücut sağlığı için hem aktif hem de pasif içiciler için bir tehdit olduğu gibi sigara dumanı ile solunum yolu ile bulaşan hastalıklarının yayılımını artırır.
Soğuk algınlığına yakalandığınız durumda ise öksürme ve hapşırma esnasında kâğıt mendil kullanmak ve bu kullanılan mendillerin çöp kutusuna atılması gerekir. Eğer yanınızda kâğıt mendil yoksa kolun iç kısmı ile ağız, burun kapatılıp ilk fırsatta bol su ile yıkanması önerilir.
Havlu, bardak, kaşık, çatal, oyuncak gibi kişisel eşyaların ortak kullanımından kaçınmak gerekir.
Kalabalık ortamlarda mümkün olduğunca sosyal mesafe korunmalıdır. Böylece soğuk algınlığı yapan virüslere daha az maruz kalınması sağlanır.
Hekiminizle görüşerek uygun dönemlerde soğuk algınlığı ve gribe yol açan virüslere karşı koruyucu aşıları yaptırmakta alınacak önlemler arasında yer alır.